DİĞER
“Seri penaltıların zalimce olduğu açık. Turnuva boyu sarf edilen emek, 'maç performansı' heder olmuş oluyor. Ama yine de bir olağanüstü hal uygulaması olarak penaltı çözümü, futbol anayasasına uygundur. O kalkık kaşlı futbol bilgeliğini hatırlayalım: 'Futbolun içinde bu da var.' Adı üstünde, penaltı=ceza.”
“Demek istediğim, Katar'la ilgili bariz sakilliklerin, 'büyük şeytan'ın FIFA sistemi olduğunu gözden kaçırtmaması gerektiği. Mesele, FIFA 'sistemi.' Dünya futbol rejiminin, futbolu iliğine kadar ticarileştiren oligarşik yapısı. (Bu yapıda son yıllarda Körfez sermayesinin baskın bir konum edindiğini de gözden kaçırmamalı.) Rüşvet, iltimas, bu sistem içinde bir 'olay' teşkil etmiyor.”
"0-1-2’lere tutkun, rakamlarla kafayı yemiş, galibin-mağlubun belli olmasına koşullanmış spor âleminin non-binerlere gösterdiği direnç, şaşırtıcı değil. Trans kadın sporcular etrafındaki tartışma, her koşulda, genel olarak erkekliği-kadınlığı ve sporda (belki genel olarak da!) 'performans baskısını' yeniden düşünmek için bir vesile."
"Günümüzde tüketici ve taraftar arasında bir ayrım yapmak imkânsız hale gelmiştir. Artık meşale savaşı yaptığınızda bile kısmen Coca-Cola içiyor sayılırsınız. Destekçisi olduğunuz sektör milyarlarca doları reklam ve pazarlama giderlerine harcarken, siz lisanslı bir ürün satın alarak, Orta Amerika ve Asya’daki güvencesiz çalışma koşullarının, işyerindeki dayak ve tacizin finansörü haline gelirsiniz."
"2014’te kulübün çoğunluk hisselerini alan İngiliz işadamı Tony Bloom, sahibi olduğu bilgi işlem ve bahis firması için geliştirilen algoritmalardan yararlanarak teknik direktörlere oyuncu tavsiyesinde bulunuyormuş! Bu tavsiyeleri dinlemeyen ilk teknik direktörün işine çok geçmeden son vermişler. Zamanla algoritmaların cidden iş gördüğü anlaşılmış!"
"Passing filmine Jim Crow dönemi penceresinden baktığımızda, Irene’nin çay salonuna adım atışındaki yavaşlığını, yorgunluğunu ve yüzünden okunan öfkeli kederi daha açık görüp anlayabiliriz."
"Afganistan’da kadın futbolunu 'modernleşme-Batılılaşma' vitrinine indirgemek, haksızlık olur. Çünkü kadınların futbol oynama cehdi, onların kamusal alanda varolma mücadelesinin de bir vitriniydi. Bu mücadeleyi yürütenler de vitrin mankenleri değil, kanlı canlı insanlardı – kadınlardı. Ve o vitrinin ülkenin kadınları için eni konu yüreklendirici bir etki yarattığı anlaşılıyor."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Sessiz Şampiyon’un kahramanı Ahmet Bilek, adı üstünde, sessiz sakin, mütevazı, sebatkâr bir adam. Kitabın alt başlığının bildirdiği gibi, bir Köy Enstitülü! Olimpiyat şampiyonu bir Köy Enstitülü. Kızılçullu Köy Enstitüsü’nde okumuş; köyüne gidip gelirken, sporcu çantasının yanında muhakkak Enstitüler’in alâmet-i farikalarından mandolinini de taşırmış."
"Avrupa’da birçok önemli taraftar platformu, bilcümle yurttaş haklarının kibar tabirle hayli kısıtlı olduğu Katar’daki turnuvanın boykot edilmesi gerektiğini savunuyor; bazı federasyonlar boykota cür’et edemese de mızırdanıyor. Geçtiğimiz aylarda Almanya, Norveç ve Hollanda'nın, Dünya Kupası terfi maçlarına formalarının üzerine 'insan hakları!' sloganlı tişörtlerle çıkmaları, bu mızırdanmanın bir işareti idi."
"Eşitsizlik önce gelir, ırkçılık sonra; eşitsizlik ırkçılıktan değil, ırkçılık eşitsizlikten doğar. Cinsellik de insan hayatının en mahrem, bireylerin varlığına en dolaysız biçimde dokunan alanlarından olduğu için, ırkçılık, cinsellik alanında özellikle yoğun ve güçlü bir biçimde kendini gösterir."
"Dijital pazarda sadece mallar değil, deneyimler ve duygular da satılıyor. Bilgisayar oyunlarının da en iyi yaptığı şey bir duyguyu uyandırmak ve onu harekete geçirmek. Dolayısıyla video oyunlar duygulanımsal emeğin (affective labor) mobilizasyonu açısından son derece verimli mecralar."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.